3 Mayıs 2009

Burası Neresi?

Uzun süredir aklımda olan bir şeydi blog yazma fikri. Sonunda ayrı konuları olan blogları açıp yavaştan yazmaya başladım. Daha önceki sözlük yazılarımı, çektiğim fotoğrafları ve içimden gelenleri yazdığım yazılarımı topluca ekleyeceğim bu sayfayı da en sonunda hazır ettim.
İlk eklediğim yazı da “168 saat” e yazdığım başlagnıç yazım olsun... Bu yazıları internette yayınlama işine girişimi ve daha önemlisi başlangıçtaki ruh halimi az çok özetliyor…


168 SAATE BİR...


"Efendim blog dünyası için küçük; şu garip bünye için pek şahane bir hareket olan blog yazma işine girişimiz ve dahi yeni blogumuz vatana millete hayırlı olsun" diye başlamak istedim söze...

Fakat site ismini alıp yazı yazmaya karar verdiğim anda kafamda canlandığı gibi karizmatik bir giriş olmazdı elbet bu... Böyle tırt bir ilk yazı ile yazarlık hayatına başlamak çok yakışıksız olacaktı; zaten bu yüzdendir ki takriben bir haftadır düşünüyorum "ne yazmalıyım" diye...

İlk gün okula giderken etrafıma daha bir farklı bakayım dedim. Artık ulvi bir sorumluluğu omzumda hissetmekteydim. Bir blog yazarıydım nede olsa. Etrafıma baktım o metrobüs o vapurlar toplu taşıma ile gezmek “onca insan hayatına dokunmak onlarla aynı yöne seyahat edip farklı hayatlar yaşamak” gibi düşünceler kafamdan geçerken “ne kadar da zengin bir kaynak” dedim kendi kendime. Bütün yazarlar böyle besleniyorlardı; hayatın içinden şeyler yazma fikri ne kadarda güzeldi. Artık gözüm açılmıştı… Daha bir farklı bakıyordum hayata. Sonraki günler bu açık gözle dünyaya baktım... Ve evet tahmin edebileceğiniz gibi hiçte farklı bir şey görmedim... Başta yılmamıştım ama yazı yazma düşünceleriyle etrafıma bakındığım sırada okuluma gitmek üzere inmem gereken merter metrobüs durağını kaçırdığımda anladım ki bu iş öyle kolay olmayacaktı. Kolay olmayı bırakın benden yazar falan olmayacaktı; 168 saat gibi afili isim bulduğumuz bu siteyi de zaten eş dosttan başkası gelip okumayacaktı.

Efendim uzun lafın kısası en nihayetinde fark etmiştim ki “168saat” te bir gelip istediğim şey hakkında bir şeyler yazacağım arada birilerini gelip göz atacağı bir yerdi burası... Ne eksik ne fazla…

Bu düşünceler kumkuması ardından siteyi açtığımız tarihin üzerinden bir hafta geçmeden 168 saat raconuna uygun olsun diye ilk yazımı yazmak istedim. Şimdilik lafı uzatmadan bu yazıyı burada bitirirken yolda düşündüğüm güzel kapanış cümlelerinden birini yazmak isterdim aslında; ama maalesef şuan aklımda değil… Pekte afili pekte şahane fikirdi halbusi; kısmet değilmiş… İçinizi ferah tutun aklıma gelirse bu yazımı siler daha güzel birşey kondururum buraya hemencecik; hiçte çekinmem...

Neyse blog dünyası için küçük benim için büyük bir adım olan bu sayfa vatana millete hayırlı olsun… 168 saat sonra görüşmek dileğiyle... Sağlıcakla kalın…

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.